15 Haz

Organik tarımla ‘Zehirsiz Sofralar’ kurmak mümkün

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu, Anadolu Ajansı’ndan Güç Gönel’e yaptığı açıklamada, tarımsal üretimde kullanılan pestisitlerin sadece %10’luk bölümünün hedef bitkiye gittiğini, kalan %90’lık kısmının hedefte olmayan havaya, toprağa ve suya karıştığını anlattı.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği öncülüğünde yürütülen “Zehirsiz Sofralar” projesi, pestisit kullanımını azaltarak üreticilerin organik tarıma yönelmesini sağlamayı hedefliyor.

Endüstriyel tarımda çok sayıda pestisit, yani tarım zehri kullanılıyor. Pestisitler bitkilere zarar veren böcek ve mantarları öldürüyor ama aynı zamanda faydalı böcekler ve kuşlar gibi diğer canlıları da olumsuz etkiliyor.

Tarımda kullanılan pestisitlerin yarattığı tehlikeye dikkati çekmek için 100 sivil toplum kuruluşu ve inisiyatifi, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğinin girişimleri ve Avrupa Birliği’nin finansman desteğiyle “Zehirsiz Sofralar” adıyla bir projeyi hayata geçirdi.

Pestisit kullanımının azaltılması ve doğa dostu tarım yöntemlerinin desteklenmesi yönünde bir çağrıyla yola çıkılan proje kapsamında açılan imza kampanyasına 150 bine yakın kişi destek verdi.

Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın girişimleri hükümet nezdinde de karşılık buldu ve Tarım ve Orman Bakanlığı kampanya süresinde pestisitlerdeki 25 etken maddenin kullanımını yasakladı.


“Pestisitlerin sadece yüzde 10’u hedef organizmaya ulaşıyor”

Projenin yürütücüsü Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarımsal üretimde kullanılan pestisitlerin sadece yüzde 10’luk bölümünün hedef bitkiye gittiğini, kalan yüzde 90’lık kısmının hedefte olmayan havaya, toprağa ve suya karıştığını anlattı.

Pestisitlerin su kaynakları aracılığıyla sucul canlılara bile ulaştığını vurgulayan Şehirlioğlu, “Pestisitler, su kaynaklarımızda yasaklandıktan onlarca yıl sonra bile bulunabilmektedir.” dedi.

Zehirsiz Kampanya‘ya destek olun, biyoçeşitliliğe zarar veren, dünyayı zehirleyen pestisitler yasaklansın.

Dünyada pestisit olarak bine yakın, Türkiye’de ise 350’ye yakın aktif madde kullanıldığını anlatan Şehirlioğlu, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde Türkiye’de bazı pestisit etken maddelerinin yasaklandığını aktardı.

Yasaklanan pestisit etken maddelerinin sayısının gün geçtikçe arttığını belirten Şehirlioğlu, “Zehirsiz Kampanya öncesinde yasaklanan pestisit etken maddesi sayısı 180’in üzerindeydi. Kampanya sürecinde 25 etken madde daha yasaklandı ve bu rakam 200’ün üzerine çıktı.” bilgisini verdi.

Dernek olarak sağlıklı, adil, sürdürülebilir ve ekolojik temellere dayalı bir tarım gıda sistemi önerdiklerini anlatan Batur Şehirlioğlu, Şile Belediyesi ile Türkiye’de organik pazarları ilk açan dernek olduklarına değindi.

Ekolojik pazarlar, bahçe projesi, Toplum Destekli Tarım Projeleri gibi yeni modeller ürettiklerini, üreticiden tüketicilere yerel projelere ağırlık verdiklerini belirten Şehirlioğlu, bu çerçevede hem Tarım ve Orman Bakanlığı hem belediyeler hem üreticiler hem de tüketicilerle birlikte çalıştıklarını dile getirdi.

Zehirsiz Sofralar projesi ile pestisitlerin kullanımının kademeli olarak azaltılması ve bir vadede tamamen kaldırılmasına yönelik bir politika ve strateji geliştirilmesini talep ettiklerini belirten Batur Şehirlioğlu, “Ancak bu alternatif olmadan mümkün değil. Alternatif tarım sistemlerinin, yöntemlerinin desteklenmesini Bakanlıktan talep ettik. Ayrıca şeffaflık istedik.” dedi.

Türkiye’de organik tarım yapılan arazilerin toplam tarım alanları içindeki oranının yüzde 2 civarında olduğunu ifade eden Batur Şehirlioğlu, Tarım ve Orman Bakanlığından organik tarım konusunda desteklerin artmasını istediklerini söyledi.

AB topraklarında 2030 yılında pestisitlerin yüzde 50’sinin tüketiminin azaltılması yönünde bir karar alındığını belirten Şehirlioğlu, “Bizim de aslında Tarım ve Orman Bakanlığımızdan talebimiz bu. Pestisitsiz bir tarım hemen yarın mümkün değil ama bunun için enstitülerimiz, üniversitelerimiz başta olmak üzere çalışmaları başlatırsak iyi bir stratejiyle bu hedeflere 2030’da, 2040’ta ulaşmak mümkün.” ifadelerini kullandı.

Piyasada üzerinde “Organik” olduğu yönünde ifadeler bulunan ürünlere de dikkati çeken Şehirlioğlu, şöyle konuştu:

“Organik, GDO’suz, doğal, köy ürünü, saf gibi tüketiciyi yanıltıcı ifadeleri önlemek için Avrupa ve Türkiye’de bir Organik Tarım Mevzuatı çıkartıldı. Türkiye’de organik tarım konusunda kanun ve yönetmelikler var. Bu konuda öncü bir ülke Türkiye. Piyasada paketli ürünlerde etiketine baktığımız zaman Tarım Bakanlığımızın organik ürünler için çıkardığı bir logo var. Bu konuda denetim için yetkilendirilmiş sertifikasyon kuruluşları var, onların verdikleri sertifika numaraları var. Açık ürünler için de sertifikalar var. Tüketiciler açık ürünlerde organik tarım sertifikasını talep edebilirler.”


Kapak Fotoğrafı: Merve Atınç