Organik tavuklara güvenebilir miyim? Konvansiyonel tavuklar ile farkları nedir?
Türkiye’de gerçek köy tavuğu/yerel ırkı bulmak neredeyse imkânsız hale geldi. Elbette yerli ırk tavuklar hâlâ var ama bunlar market ve dükkânları besleyecek ticari miktarlarda değil. İster organik ister konvansiyonel olsun, piyasadaki tavuklar ise melez tavuklar. Ancak organiğin artıları şunlar:
Hayvan refahı: Her hayvanın veya tavukların barınakları “biyolojik ve ırk ihtiyaçlarını karşılayan, rahatça ve doğal olarak durabilecekleri, kolayca yatabilecekleri, dönebilecekleri, kendilerini temizleyebilecekleri, tüm doğal pozisyonları alabilecekleri, gerinme ve kanat çırpma gibi tüm doğal hareketleri yapabilmelerine yetecek büyüklükte” olmalı. Ayrıca yine bu özellikler dikkate alınarak tavuklar için barınağın yeterli gezinti alanının da olması zorunludur. Yine de tüm bunlara rağmen bir kümeste olabilecek tavuk sayısı da sınırlandırılmıştır. Bu husustaki asgari miktarlar yönetmeliklerde belirtilmiş durumda.
Ayrıca ne yazık ki hâlâ konvansiyonel tavukçuluk sektöründe birçok firma kafesçilik uygulamasını sürdürmekte. Hatta bu konu AB sürecinde istenen zenginleştirilmiş kafes sistemleri için bakanlıkça uzatma süresi verilince basında “tavukçuluk sektörü rahat nefes” aldı diye lanse edildi.
GDO’suz yemler: İnsan sağlığına etkileri ve ekosisteme bulaşarak verebilecekleri zararlar üstünde uzun süreli araştırmalar yapılmadan piyasaya sürülen GDO’lu ürünler ve tohumlar aynı zamanda gıdamız üstünde tekelleşme kurmaya çalışan tohum ve gıda şirketlerinin en büyük yatırım alanlarından. Türkiye’de ne yazık ki hayvan yemi olarak GDO’lu yem girişine Biyogüvenlik Kurulu izin vermiş durumda. Konvansiyonel tavuklar ne yazık ki GDO’lu soya ve mısırlarla beslenmekte. Organik tarımın ise en temel kriterlerinden biri GDO’lu her türlü çoğaltım materyali, yem vs. kullanımına izin vermemek.
Kesim süresi: Organik tarımda cinsine göre 72 ila 81 gün arasında olan kesin süresi konvansiyonel tavukçulukta 40 güne kadar inmiş durumda.
Suni ışıklandırma: Tavukçulukta yumurtlamayı sıklaştırıcı, zorlayıcı bir etki de sağlayan suni ışıklandırma organik tarımda 16 saatten fazla yapılamazken konvansiyonel tarımda böyle bir sınırlandırma bulunmuyor.
Bu konunun uzmanından aldığımız örnekleme detay bilgi de şöyle “Aydınlatma süresinin uzaması, erken cinsi olgunluğa sebep olur. Kapalı yumurta üretim çiftliklerinde özel ışıklandırılma yapılır, tavuk yıl boyunca aynı ışık ve ısıtmaya maruz kaldığı için biyolojik aktivitelerini yerine getiremez, mesela bütün yıl haziran ayındaki gündüz süresi uygulanır, tavuk sonbahahar geldiğini anlamaz ve biyolojik aktivite olan tüy yenilenmesini yaşamaz, (tavuğun tüy yenilemesi 45 gün civarındadır bu da ek yem maliyeti demek) yumurtadan kesilmez, tavuk yumurtlamaya ara vermez.
Etlik tavuklarda tavuk daha fazla yem tüketmesi için genelde yapılan uygulama 23 saat aydınlık 1 saat karanlık, (tavuk ışıklı ortamda beslenir). Bir canlının 23 saat boyunca sürekli yem tüketmesini sağlamak bunu motive etmek, tamamen robot işlevi görüyor, bu hızda büyüme özellikle çeşitli hastalıklara sebebiyet verir.”
Antibiyotik kullanımı: Organik et tavukçuluğunda kesim süresine kadar sadece bir kez kullanılabilen antibiyotikler için konvansiyonel tavukçulukta herhangi bir sınırlama yoktur. Benzer uygulama farkları kimyasal sentezlenmiş veteriner tıbbi ürünler için de geçerlidir. Ayrıca organik tarımda antibiyotik ve diğer veteriner tıbbi ürünlerinin kullanımından kesim süresine kadar geçmesi gereken süreç konvansiyonele göre iki kat daha fazladır. Organik tarımda antibiyotikler hastalık ile karşılaşılırsa verilir. Oysa konvansiyonel tavukta koruyucu amaçla da verilebilir.
Konvansiyonel tavukçulukta birim alanda daha fazla tavuğun yaşıyor olması, daha fazla yemleme, dolayısı ile dışkılama, daha fazla solunum, sağlık sorunlarını tetikleyen unsurlar olup, daha fazla tıbbi müdahaleye sebep olur.