Neden organik tarım yapmalıyız?

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl en az 3 milyon kişi zirai ilaç zehirlenmesine maruz kalmaktadır. Her yıl büyük çoğunluğu tarım sektör çalışanlarının oluşturduğu 20 bin kişi yanlış zirai ilaç uygulamaları nedeniyle ölmektedir.

Kullanılan kimyasalların gıdada bıraktığı kalıntılar vücudumuza alınarak birikmektedir. Biriken kimyasallar kanser, üreme bozuklukları, hormon dengelerinde bozukluklar, bağışıklık sistemi sorunları, sinir sistemi rahatsızlıkları (beyin gelişiminde zarar, depresyon, konsantrasyon bozukluğu vs. ), alerjiler, astım gibi birçok sağlık sorununa sebep olabilmektedir.

Araştırmalar, endüstriyel, yoğun tarımda kullanılan zirai ilaç ve sentetik kimyasal gübrelerin, yanlış toprak işleme uygulamalarının toprağı fakirleştirdiği, yeraltı sularını kirlettiği için sürdürülebilir olmadığını gösteriyor. Petrol ve ürünlerine dayanan bu tarım sistemi toprağın tuzlanmasına sebep olmakta, küresel iklim değişikliğini de ciddi biçimde etkilemektedir. Ayrıca zamanla hastalık etmenleri ve böceklerin zirai ilaçlara karşı direnç geliştirdikleri, dirençli tür sayısının arttığı tespit edilmiştir.

Birçok araştırma aynı şartlar altında yapılan tarafsız değerlendirmelerde organik gıdaların besin değerlerinin konvansiyonel gıdalara göre daha yüksek olduğunu bildirmektedir.

Organik tarımda erozyonu engelleyici önlemlerin alınması ve minimum toprak işleme ile üretimin gerçekleştirilmesi toprağın kaybını engellemektedir.

Organik tarım doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı amaçlar. Su, petrol gibi kaynakların bilinçli ve olabildiğince az kullanımını, enerji tasarrufunu, yerel ve sürdürülebilir kaynak kullanımı öncelikleri arasındadır.

Artan talebin iyi değerlendirilmesi, kamu desteği ve örgütlenme sayesinde küçük çiftçi ve aile işletmelerinin gelir düzeyini arttırır. İstihdamı arttırır.

Ekosistemi, çevremizi, biyolojik çeşitliliği korur.