Şişli’deki %100 Ekolojik Halk Pazarının ilk başladığı 17 Haziran 2006 tarihinden itibaren ürünü oldukça mutlaka gelen ve pazarın temel taşlarından biri olan Ali Kamışlı, Temmuz’dan beri artık her hafta pazarda yerini alıyor.
Şişli’deki %100 Ekolojik Halk Pazarının ilk başladığı 17 Haziran 2006 tarihinden itibaren ürünü oldukça mutlaka gelen ve pazarın temel taşlarından biri olan Ali Kamışlı, Temmuz�dan beri artık her hafta pazarda yerini alıyor. Geçen sene sarımsakları ve getirdiği birbirinden güzel organik yetiştirilmiş çiçekleriyle akılda kalan Ali Bey, bu sene birçok çeşit ürünü ve gittikçe artan sabit müşterisiyle ilgi çekmeye devam ediyor. Her Cuma akşamı 28 aylık oğlunu ve eşini geride bırakıp kendi ve iki arkadaşının daha ürünleriyle yola çıkan Ali Bey Cumartesi sabahı erkenden Şişli’ye varıyor. Diğer yandan ise özlediğimiz Eskişehir’in tadını getiriyor bize diye ona gelen Eskişehirli’ler ve yörenin mısırının, patlıcanının ve eriğinin tadını merak eden diğer müşteriler sabahın erken saatlerinde Ali Bey’in tezgahına doğru yola alıyorlar.
Ekolojik Tarım yapmaya nasıl karar verdiniz?
Yaklaşık dört yıldır ekolojik üretim yapıyorum. Ben pratisyen hekimim eşim de anestezi uzmanı. Ankara�dayken bir ayurvedist hekimin yanında çalışıyordum. O sıralarda o konularla ilgili birsürü kitap okumaya başladım. Ayurveda, refleksoloji, shiatsu, parasikoloji ile ilgili kitapları okurken zihin sağlığının doğru beslenme ve doğru bir yaşam biçimi ile ne kadar çok ilgisinin olduğunu gördüm. Eskişehir�e döndüğümüzde, pratisyen hekimlilik bana yeterli tatmini vermiyordu, dolayısıyla bir de bu baba yadigarı mesleği yapmaya karar verdim. Doğru beslenmenin ilk adımı olan organik ürünlerin üretimini yapmaya başladım.
Ailenizin geçmişteki ekolojik üretim kültüründen bahseder misiniz?
Büyükdedemden beridir ailede üretim yapılır. Babam da eskiden üretim yapardı, tabii o zamanlar gübre olmadığından hep ekolojik yapmıştı üretimini. Ama 40 sene önce bıraktı, annem de bir sürü lezzetli işlenmiş ürün yapıyor evde, turşu, salça, marmelat. Onların kültürünü, bilgisini, becerisini devam ettirmek beni çok mutlu ediyor. Ben bu toprakta üretim yapan 4. kuşağım ve bu çok hoşuma gidiyor. İnşallah işlenmiş ürünlerin de izinlerini aldığımda, o lezzetleri devam ettirmek istiyorum.
Zihin sağlığının doğru beslenmeden geçtiğini söylediniz, bunun için neler yapmak gerekiyor?
Ayurvedada her beden tipine göre beslenme şekilleri var. Bu beslenme çeşitleri zayıflatmak için değil kesinlikle. Sadece yol gösterici öneriler bunlar, ve iyi hissetmek için. Zaten doğru beslenen insanın kilosu da ideal oluyor, zihin sağlığı da en iyi şekle geliyor.
Kalori hesabıyla, konvansiyonel üretimli sebzelerle, yapay ilaçlarla olacak şey değil doğru beslenme. Böyle yöntemler belki bir süreliğine sağlıklı hissettirebilir insanı. Ama doğru hayat tarzının destek olduğu doğru beslenme biçimiyle tüm ruhani dinamiğinizi destekler, içinizdeki tanrıya ulaşabilirsiniz.
Önce doğaya ve bütüne saygı duyarak, organik ürünlerle beslenerek, evde plastik kullanmak yerine metal, toprak, ahşap kullanarak, bunun gibi hayatınızda değişiklikler yaparak doğru yaşam biçimine adım atabilirsiniz.
%100 Ekolojik Halk Pazarı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu ülkede ekolojik üretimin gündeme gelmesine çok büyük katkılarının olduğunu düşünüyorum. Medyada yarattığı haber dalgasıyla üreticilerin teker teker yapamayacağı çok önemli bir şeyi yaptı. Biz anlatıyorduk ama kimse anlamıyordu ekolojik üretim nedir diye, şimdi ise insanlar biliyorlar bunun pazarının bile olacağını, bir sektör olabileceğini. Orada sattığımız miktarlar önemli ama esas önemli olan ekolojik halk pazarı haricinde bize ayrıca bir pazar yarattı. Pazara gelen gelmeyen her ekolojik üreticinin yaptığı işin anlaşılmasının, değerinin bilinmesini sağlıyor. Eminim bu Pazar olmasaydı bizim Pazar harici satışlarımız mutlaka daha düşük olurdu. Bu yüzden Buğday Derneği�ne çok minnettarım. Tüm çabalarıyla ve medya ilişkileriyle ekolojik üretimi duyurdu ve bir sektör haline gelmesini sağladı. Pazar sayesinde artık ürün planlaması ve çeşitlendirme yapabiliyoruz.