Ekolojik Pazar mı? Nasıl?
Türkiye’de ekolojik ürün üretim ve kullanımını adil, sürdürülebilir ve güvenilir bir alışveriş modeli aracılığıyla yaygınlaştırmak amacıyla ilki Şişli Belediyesi ortaklığı ile kurulan %100 Ekolojik Pazarlar’ın sayısı Samsun ve Kartal pazarlarıyla üçe çıktı.
Önce inanamadılar, gerçekçi bulmadılar, ”Ateşten gömlek giymek bu” dediler, heyecanlandılar, umutlandılar, sorguladılar. Ama 16 Haziran 2006’da bir kısmı yola çıktı, %100 Ekolojik Pazar Projesi sahibi Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği çalışanları onları bekliyordu; güzergâh tarifi, yer gösterimi ve denetimler için. Tüm tezgâhlar yerleştirilmiş, mavi örtüler serilmişti.
Dr. Ali Kamışlı Eskişehir’ den aracına yüklediği ve o dönem arazisinde yetişmiş olan 150 bağ taze sarımsak ile geldi. Kazanmaya mı geldi? Evet ama para değil, ekolojik tarımı ve ürünlerini kentli kullanıcıya kazandırmaya geldi.
O gün Ali Bey tüm sarımsaklarını sattı, o gün ekolojik tarım sektörü için bir dönüm noktası oldu. Bir ay sonra ince kabuklu yerli domatesleri ile tekrar geldi, marketlere girme şansı olmayan çatlaklı, nakliyeye gelmeyen bu domatesler nerdeyse pazara inmeden, verilen siparişlerle bitti.
Yanlış anlaşılmasın, o gün pazardaki ürünlerin yarısı tezgâhlarda kaldı ve bu bütün bir yaz devam etti. Ama o gün cesur ve kararlı bir grup tarafından gelecek için, insan için, toprak için, hayat için, sürdürülebilir, doğa ile uyumlu ve kaliteli bir yaşam için önemli bir tohum atıldı.
Aradan üç yıl geçti, %100 Ekolojik Pazarda bir çok üretici tarafından kilosu 4 liradan satışa sunulan 1 tonun üstünde ince kabuklu yerli domates, kilosu 1,5 – 2,5 liradan sunulan diğer ekolojik domateslere göre çok daha önce bitiyor. Ama pazara gelip bitmeyen bazı ürünler de Ankara Çankaya’ya taşınıyor artık. 2009’da katılımcıların tezgâh kurma belgesi almasıyla pazar kalıcılık kazandı.
Pazara kimler geliyor?
Pazar müdavimleri orta ve yüksek gelirli, eğitim ve kültür seviyesi yüksek, sağlıklı yaşam ve ekoloji bilinci olan duyarlı ve seçici kişilerden oluşuyor. Katılımcı profili üretici ağırlıklı olan pazarda bugün de üretici sayısı, temsilci sayısının 2,4 katı.
Pazar sadece buraya gelenlerin değil, aynı zamanda İstanbul’un değişik noktalarına ürün pazarlayan firmaların da tedarik kanalı oluyor. Böylece çok daha fazla insanın ekolojik ürünlere ulaşmasına katkıda bulunuyor.
Türkiye’de ekolojik ürün üretim ve kullanımını adil, sürdürülebilir ve güvenilir bir alışveriş modeli aracılığıyla yaygınlaştırmak amacıyla ilki Şişli Belediyesi ortaklığı ile kurulan %100 Ekolojik Pazarın ardından diğerleri geldi. 2008’de Antalya ve Samsun pazarları açıldı.
Bugünlerde Antalya pazarının ise Muratpaşa ilçesine taşınması planlanırken, İstanbul’un ikinci pazari da 20 Aralık’tan itibaren pazar günleri Kartal’da açılıyor.
Samsun pazarı da Gazi Belediyesi’nden Atakum Belediyesi’ne taşındı ve 2,5 ay önce yeni yerinde Buğday Derneği denetiminde ve %100 Ekolojik Pazar standartlarıyla hizmete başladı. Samsun’da bine yakın üretici organik tarıma geçti.
100 Ekolojik Pazar’ı n ardından Bursa Nilüfer ve Ankara Çankaya Belediyeleri de kendi organik pazarlarını açtı. Pazarın ikinci yılında Dr. Ali Kamışlı, Eskişehir’de “Bir zamanlar komşulara, Eskişehirli’ye ekolojik ürünü anlatmaya çalışırken, şimdi aranır olduk” diyerek projenin nasıl bir zincirleme etki yarattığını gözler önüne seriyor.
Kirazlı köyünde, ekolojik ürün üreticisi Gürsel Tonbul’un da desteği ile üreticiler organik tarıma geçiyor, ayrıca bu ürünlerin satışı için köy pazarı kuruluyor. Fethiye’de üreticiler organik ürünleriyle çiftçi pazarına iniyor.
Doğal Ürün Ne Demek?
Ekolojik pazarda satılan ürünlerin tümü ekolojik sertifikalı. Bu nedenle “doğal”, “naturel”, “bio”, “köy ürünü”, “saf” gibi yoruma açık, herhangi bir yasal dayanağı ve standardı olmayan, kullanıcıyı yanıltan ifadeler taşıyan ürünlerle karıştırılmaması gerekiyor.