01 Eki

Nerede kahvaltı edersiniz?

Bir kaç sene öncesine kadar da cevabım; dışarıda kahvaltı yapmıyorum olurdu. Dostlarımla buluşmaya kısıtlı zaman olduğundan ne yalan söyleyeyim, şarap olan bir masanın etrafında olmayı tercih ediyorum. Ayrıca, ucu açık ve nereye çekerseniz gidebilecek türden bizim kahvaltımız. Ekmeği fazla kaçırınca telafi edilmez sonuçlar doğabiliyor.

Domatesli feslegenli ve balkabaklı

Ben bütünsel beslenmeyi hayat tarzı haline getirmiş birisi olarak klasik kahvaltımızda ekmeği fazla kaçırmaktan çekindiğim için kaçınanlardanım. Bu yüzden sabah kahvaltım bambaşka. İlerleyen yazılarımda bütünsel beslenme ve bunun nasıl yaşam tarzı haline getirilip, bağırsaklarımızdan başlayarak, mutluluğun beynimize oradan da tüm bedenimize nasıl yayıldığını anlatacağım. Zaten Ocak ayında bu konu ile ilgili eğitim almak üzere İngiltere’ye gidiyorum. Oradan da bol bol bilgi aktarımına devam edeceğim.

Gelelim dışarıda kahvaltıya. Eşim şef ben gastronomi yazarı olunca, vakit geçirdiğimiz yerler genelde malzeme bulmak için yerel üreticiler, pazarlar ve üzüm tanımak için bağlar oluyor. Bundan da çok keyif alıyoruz. Hayat tarzımız bu. Sürekli yaratabilmek için hep aramak, malzeme peşinde koşmak ve keşfetmek gerekiyor. Durum böyle olunca İstanbul ve civarındaki organik ve yerel pazarları kaçırmıyoruz. Feriköy de Cumartesileri kurulan ekolojik pazarda Hacer Anne ve nefis organik gözlemeleri ile birkaç sene önce  tanıştık. Sonra ilişkimiz derinleştikçe tezgahlarında duran ve son derece mesafeli olduğum hamur işi ürünleri ile yavaş yavaş tanışmaya başladım.

Feriköy’deki ekolojik pazarın meşhur organik gözlemeleri

Arada kaçamak yapmak istediğimde hem eşim hem de dostlarımla bu tezgahta buluşuyoruz. Domatesli ve fesleğenli börek, zencefilli ve zerdeçallı ve yeşil mercimekli börek, balkabaklı börek spesiyallerinden bazıları. Ama en çok organik tam buğday unu ile yaptıkları gözlemelere bayılıyorum. Otlu, patatesli, peynirli, patlıcanlı, kıymalı…

Ayten abla ve taze sıkım meyve suları

Hepsi organik malzemelerle, hepsi taptaze. Organik sızma zeytin yağı, yağ yanmasın diye gözleme  piştikten sonra sürülüyor. Gözlemenin içindeki taze malzemelerin besin değeri yüksek, hepsi pazardan. Birde tüm aile orada. Büyük oğlu Haluk siparişlerden sorumlu, baba bizlerle ilgileniyor. Hacer Anne her şeyi kontrol ediyor, hem de güler yüzü ve tatlı sohbeti ile hep etrafımızda bize sürekli yeni lezzetler tattırma peşinde. Gözlememizin yanında, hemen yan tezgahtan seçtiğimiz meyve ve sebzelerle Ayten Abla’ dan taze meyve sularımızı da gönlümüze göre hazırlatıyoruz. Birde yanına çay almaz mısınız? Buyurun çay da organik, çay da pazardaki satıcılardan.

Burada her şey gerçek. Malzemeler gerçek, sohbet gerçek, lezzet gerçek… Şimdi kahvaltı diye başlayıp gözleme mi anlattın diyeceksiniz? Evet çünkü benim kahvaltıdan anlayışım; bulunmaktan mutlu olduğum yerde, görmekten mutluluk duyduğum kişilerle birlikte, besleyici, lezzetli şeyleri keyifle paylaşabilmek.

Hacer anne ile tanışın, her Cumartesi aynı yerde.

Mercimekli zerdecalli börek

Resimde en sağdaki Hacer anne

 

Haber Kaynağı: https://www.haberturk.com/htgastro/kesfet/ferikoy-organik-pazarda-kahvalti

01 Eki

Güvenilir gıda hakkında doğru bilinen yanlışlar

“Doğal”, “natürel”, “hormonsuz”, “hakiki”, “köy ürünü”, “saf” gibi tanımlamalar tüketiciye ürün hakkında hiçbir garanti vermez. Yalnızca “organik” logolu ürün, insan ve doğa sağlığını olumsuz etkileyecek girdi ya da tekniklerin kullanılmadığını garanti eder.

Pazarlarda, dükkânlarda, doğal ürün sattığını iddia eden çiftliklerin e-ticaret sitelerinde ya da kırsalda yol kenarlarında sıkça karşılaştığımız “doğal ürün”, “köy ürünü”, “naturel ürün”, “hormonsuz”, “arılı ürün”, “hakiki ürün”, “saf ürün”, “%100 naturel” vb. ifadeler bir ürünün organik ya da ekolojik olduğu anlamına gelmez. Buğday Derneği’nin yaptığı anketlerde tüketiciler, doğal ürünün ne olduğu konusunda birbirinden çok farklı yanıtlar veriyor. Herkesin “doğal” tanımı ayrı. Kimine göre doğadan toplanan kuşburnu, kimine göre tarlada zirai ilaca, serada hormona maruz kalmayan ürün, kimine göre gıda katkı maddesi eklenmemiş ürün, kimine göre de herhangi bir işleme maruz kalmadan üretilen ürün, doğal olabiliyor.

Gıda sektörüne karşı güvensizlik ve tüketicinin sağlıklı, güvenilir gıda arayışı, üretici firmaları “doğal” gibi yanıltıcı ifadeler kullanmaya yöneltiyor. Etiketinde “doğal” terimini okuduğumuzda ise o ürünün müdahale edilmemiş, katkısız, sağlıklı olduğunu düşünüyoruz. Ancak ne yazık ki durum hiç de bizim düşündüğümüz gibi değil.

Organik ürün aslında nedir?

Herhangi bir denetime ve belgeye tabi olmayan doğal ürünlerin gerçek olup olmadığı tamamen kişisel bilgi, deneyim ve güvene dayalı. Oysa organik ürünler, 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu ve Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğe uygun olarak, tohumdan hasada, hasattan tüketicinin eline ulaşıncaya kadar tüm süreçlerde insan sağlığına zararlı hiçbir kimyasal girdi, katkı maddesi ve yöntem kullanılmadan, doğaya ve tüm canlılara zarar vermeden yetiştiriliyor, işleniyor, depolanıyor, ambalajlanıyor, etiketleniyor ve pazarlanıyor.

Organik ürün konusunda nelere dikkat etmeli?

“Organik” kelimesi ile eşdeğer anlamlı kelimeler sadece “Ekolojik” ve “Biyolojik” kelimeleridir. Bunun dışında kullanılan ve ürünün sağlıklı olduğuna yönelik çağrışım yapan ifadelerin herhangi bir garantisi, teminatı bulunmuyor. Örneğin, hiç taze ot yemeden, kuru ot ve GDO’lu yemlerle beslenen; doğasına aykırı, hastalık riskini artıran kapalı ve sıkışık alanlarda özgürce yaşayamayan hayvanlardan elde edilen süt ve süt ürünleri bile “doğal” etiketiyle satışa sunulabiliyor.

#PekiBunuKimYutar? sorusuyla süt sektörüne yönelik kampanyamızı buradan imzalayabilirsin.

Organik ürün sertifikası nedir?

Her sertifika “organik ürün sertifikası” değildir. Türkiye’ de “iyi tarım uygulamaları” ürünlerine de sertifika verilmektedir. Bu ürünler kimyasal girdilerin asgari miktarda ve doğru kullanıldığı ve hijyenik koşullara dikkat edilerek üretilen kontrollü ve sertifikalı ürünlerdir, sağlık ve çevreye etkileri açısından organik ürünlerle karşılaştırılamazlar.

Ürünümüz dökme (pazarlarda kilo/adet ile) olarak satılan bir ürünse (domates, biber, karpuz vb.) üreticinin müteşebbis sertifikası ve ürüne ait düzenlenmiş ürün sertifikalarından organik olup olmadığını anlayabiliriz. Üretici değil manav vs. gibi bir satıcıdan/aracıdan alınıyorsa ürün sertifikası dışında faturasını da muhakkak sormalı, sertifikadaki ürünler ile satılan ürünü karşılaştırmalı, sertifika ve fatura tarihini kontrol etmeliyiz.

Organik ürün etiketinde; ürünün adı ve sertifika statüsü, yetkilendirilmiş (kontrol ve sertifika) kuruluşun adı, logosu, kod numarası, ürüne ait sertifika numarası, çiftçi kodu, hasat yılı, parti veya seri no, içindekiler, üretim tarihi, son kullanma tarihi, gramaj, kime ait olduğu, üretim yeri, üretim izni, yönetmeliğe uygun olarak üretildiğine dair ifade, menşei (Türk malı vs), ithal ürünlerde Türkçe etiket bilgileri ve üstünde ORGANİK TARIM altında TÜRKİYE CUMHURİYETİ yazan yuvarlak logoyu aramalısınız.

Organik ürünleri nereden bulabiliriz?

Organik ürünlere ulaşmanın en kolay ve güvenilir yolu %100 Ekolojik Pazarlar’dır.

Şişli %100 Ekolojik Pazar
Cumartesi günleri, Cumhuriyet Mah. Gökkuşağı Lala Şahin Sok. Feriköy-Şişli.
07.00 – 17.00 saatleri arasında.

Bakırköy %100 Ekolojik Pazar
Cuma günleri, Airport Outlet Center’ın arka açık otoparkında, 10.00 – 17.00 saatleri arasında.

Beylikdüzü %100 Ekolojik Pazar
Cumartesi günleri, Beylikdüzü Çarşamba Pazarı’nda, 10.00 – 17.00 saatleri arasında.

Kartal %100 Ekolojik Pazar
Pazar günleri, Hükümet Konağı Caddesi, Kartal meydanı, Kartalbaba geçidi yanında, 08.00 – 17.00 saatleri arasında.

İzmit %100 Ekolojik Pazar
Cumartesi günleri, İzmit 41Burda AVM’de, 10.00 – 18.00 saatleri arasında.

Kayseri – Kocasinan %100 Ekolojik Pazar
Pazar günleri, Erciyesevler Kapalı Semt Pazarı’nda, 08.00 – 17.00 saatleri arasında. *Sadece Temmuz – Kasım ayları açıktır.